Galata’ ya

Rivayet bu ya; Roma döneminde Galata Kulesine çıkan çiftlerin evleneceğine inanılır, ya da kuleye beraber çıkan çiftin kaderinde kavuşamamak varsa karşılarına mutlaka bir engel çıkarak ayrılacaklarına inanılırmış…
528 yılında Bizans imparatoru Anastasius tarafından fener kulesi olarak inşa ettirilen, İstanbul’ un siluetine muhteşem bir hava katan Galata Kulesi rivayetini o ihtişamını gördüğümde okumuştum. Sonra düşündüm kim bilir kaç çift birbirine söz vermiştir, İstanbul’ un biriciğinde kim bilir kimlerin hayalleri, umutları, anıları vardır…
Bu fotografı gördüğümde Galata’ nın hikayesine çok yakıştırdım. Sonra düşündüm bir çok insanın sevdiği, An’ larını yaşamak istediği, söz verdiği kişi ile hayatlarını birleştirememesi ne kadar hüzünlü. Verilen sözler yarım kalır, An lar tamamlanamaz, yapılacak onca şey birden yok olur, hayaller buhar olup uçuşmuşlardır. Hayat mı buna izin vermemiştir, yoksa insanlar mı? Hayat bizim yoluna koymayı başaramadığımız şeyleri yoluna koyabilir mi? Yanımızda yanı başımızda duran mucizeleri, yıllarca dua edip sahip olduklarımızın değerini bilmeye yardım edebilir mi Hayat? Korkmamayı, cesur olmayı, söylediğini yapabilmeyi, hayallerimizi doyasıya yaşayabilmemize yardım edebilir mi Hayat? Hikayenin yarım kalmasının suçlusu Hayat mıdır?
Sahi, sizce de gerçekten Hayat mı almıştır sevdiğinizi ellerinizden?
Adalet yok, sevgimin değerini bilmedi, Hayat işte çekip gitti gibi bir sürü cümle ile kendimizi avutmaya çalışır, Hayat’ ı günah keçisi mi yaparız? Aynaya bakmaktan daha mı kolaydır bunu yapmak? Bilincimizde ki eski kırgınlıklar, korkular, olumsuz kayıtlar değil midir bizim hikayelerimizin yarım kalmasına sebep. Bize bahşedilen muhteşem Hayatımız boyunca değiştiremediğimiz benlik özellikleri değil midir yitirmemize sebep?
Deniz’ e göre Evreni oluşturan bazı değişmez inanç kalıpları var. Bunlardan biri çaba sarf ettiğimiz, isteyerek sorumluluk aldığımız, kalbini önemsediğimiz, hakkını verdiğimiz hiç kimseyi ve hiçbir şeyi Hayat ellerimizden almaz. Hayat’ ın muazzam bir adaleti var, hiç kimse ve hiç bir şey bunu değiştiremez. Hayatın terazisini yanlış tartabilecek bir hesaplama biçimi yoktur. Aksine Hayat kalbini sıcacık yapabildiğimiz her şey ile doyasıya anılar biriktirmemize izin verir; huzur, mutluluk ve güven ile.
Biz izin veririz gitmesine, bitmesine, yitirilmesine; Hayat değil…
Hayat’ ın size bir insan ya da herhangi bir vesile ile getirdiği bir çiçek dalını bile içtenlikle alıp, teşekkür edip, ona sahip çıkarak, istek ile kalbini sıcacık yapabilmeyi deneyin, bir de o zaman bakın sahip olduğunuz her şey nasıl da katlanarak artacak. Aynı Hayatta karşılığı olan tohum gibi. Bir tohumu sevgi ile beslenip, sulayıp sıcacık olması ile filizlenip, vakti geldiğinde bir sürü çiçek açması gibi.
Hayat kalbini sıcacık duygularla beslediğimiz her şeyi ve herkesi Umutlarımızı, Hayallerimizi, Anlarımızı sağlık, coşku, neşe, aşk dolu sınırsız ve sonsuz yapmaya müsaade etsin…
Teşekkürler Hayat…

 

“Galata’ ya” için 8 yanıt

  1. Aslında hayat değil biziz o güzel an’ları yok eden. Çoğu zaman sahip olduklarımızın ne kadar değerli olduğunun farkına varamıyoruz. Farkında olmadığımız için de onun varlığına şükretmiyoruz ve teşekkür etmiyoruz. Düşünmemiz ve farkına varmamız gerekiyor çünkü o minicik kalbimiz belki hayatımız boyunca sadece bir kez, şanslı olan birden fazla aşkı tadabiliyor. Ben bu hikayenin kavuşamayan tarafıyım ki ben her şeyin farkında iken. Kavuşamayınca aşk oluyormuş ya hani iyi ki olmamış. Zaman geçse de o benim sol yanımda hep var olacak. Bazen bazı insanları yanınızda taşımaktansa sol yanınızda taşımak çok daha iyi geliyor insana.
    Benden selam olsun yarım kalanlara…
    Kaleminize sağlık, içime dokundu satılarınız…

    1. kara kızım benim hal böyle olunca senin de kaleminin örnek alması tartışılmaz:)sol yanında yaşadığın tüm anıların, güzelliklerin, hikayelerin ile mutlu yılların olsun…

  2. Teşekkürler Hayat…
    Sonsuz kere teşekkürler hayatıma, anılarımı eşsiz kıldığı için. Sonsuz kere teşekkürler hayatıma, sağlıklı yaşayabildiğim için. Sonsuz kere teşekkürler hayatıma, bana sağladığı olanaklar için. Sonsuz kere teşekkürler hayatıma, bana verdiği huzur için ve sonsuz kere teşekkürler hayatıma, bana böyle bir anne verdiği için. Bir kez daha anladım bugün ne kadar şanslı olduğumu. Teşekkürler anneme böyle muhteşem bir kadın ve bana ışık kaynağı olduğu için. Ellerine, emeğine, kalbine sağlık annem.

    1. Hayatınızda beklentilerinizin, bakış açınızın aynı olduğu bir insanın olması ne de güzel bir duygudur. Evet evet sanki bir sonraki cümleyi o söylemeden kendi içinizde tamamlamak, bir fotoğrafı aynı yorumlamak gibi. Okurken çok keyif aldığım bir diğer yazınız da buydu. Lütfen yazmaya devam edin 🙂

    2. Diyorlar ki gözleriniz nasıl böyle ışıl ışıl, işte bunun sebebi sensin, IŞILTIMSIN bende senin varlığına şükrediyorum kızım, teşekkür ederim.

  3. Ne kolaydır istenmeyen şeylerin bedellerini birilerine, hayata yüklemek, kadere baglamak.. Hepimiz yapmışızdır bunu. Sahsen ben son bir kac seneye kadar çok yaptım.. Ama bunu yapmak hem gerçeklerle yuzlesmemi geciktirdi hemde An’ın içinde daha çok yara almamı sağladı.. Ama bunu yaparken bilmeden öğrendiğim kabullendigim iki gercek vardı.. Tevekkül ve şükür.. Evet bilmeden öğrenmişim bunu gecen zamanda.. kabullenerek, ilham alarak, hayal ederek yasamayi ogrendigimden beri hayat daha kolay daha yaşanası.. Benim güzel ablam kalemindeki gücü her zaman soylediklerinle, anlattıklarınla icimde hissetmiştim.. Sen benim icin her zaman yasayan bir örnek oldun..Insanlar hayatlarında iz birakan kisi ve olaylari ne olursa olsun asla unutmazlarmis.. 20 sene once eskisehirde sana yaptığımız suprize kadar hatırlıyorum her anımızı .. Simdi yazılarından ayrı bir güç ayri bir örnek almak icin bas takipçinim.. Buyuk bir keyifle okudum butun yazılarını.. Her bir kelisimesinde yaşanmışlıklari düşündüm.. Ve biz gene An’ı yaşayalım.. Seninde dediğin gibi An’da kalalım.. Bedenen olmasa da ruhen hep bas ucumda olduguna eminim.. “Karaçatlak:)

    1. umarım iyi örnek olmayı başarırım… kızının adı gibi Su gibi uzun, berrak, sağlıklı ömrünüz olsun kızım teşekkür ederim.

  4. Hezarfen Ahmet Çelebiyi uçaran değilmiydi, ne pahasına olursa olsun An’ı yaşatma cesareti veren Galata kulesi, yaşamak lazım, yaşatmak lazım ne pahasına olursa olsun.

Yorumlar kapatıldı.