Aşk Her Yerde

İnsanoğlunun anlamını orta yaşlarda keşfedebildiği ve uygulamaya çalıştıkça mutlu olduğunu gördüğü bir düşünce durumudur bu;
Aşkın her yerde olması…
Bir kadında, bir adamda, bir çiçekte, kedide, kuşun kanat çırpışında, evlatta, güneşin batışında, yeni ayda, yıldızda, dualarda, hayallerde, şarkılarda, yaradılışın muazzamlığında ve daha bir sürü var oluşta… Peki öyle ise biz neden aşkın hep bir insanda var olmasını istiyoruz? Gördüğümüz güzelliklere de aşık olup çok tutkulu sevebilsek ya! O zaman Aşıkken içimizde bizi darmaduman eden yoğun duyguyu başka şeylere de yansıtıp etkisini kırmış oluruz belki.
Sadece ete kemiğe bürümüş hale Aşık olduğumuzda, bazen olmayacağını imkansız olduğunu hissetsek dahi tutturmuş bir çocuk misali olsun isteriz. Ne gerekiyorsa, daha bizden istenmeden fazlasıyla yapmaya çalışırız çünkü bu kalp çarpıntısı, bazen bizi biz olmaktan çıkarsa dahi yine de kendimizi en iyi gelen hissettiren şeydir. Bir An’ da çok güçlü, çok güzel, çok sağlıklı hatta en önemli icadı bulabilecek kadar akıllı hissederiz kendimizi. Mükemmelizdir, sanki mükemmel varmışçasına…
Aşıkken kimseleri duymayız, etrafımızda bizi önemseyenler çok büyük duygular yaşadığımızı gördüğünde, kendimizi korumaya almamız için önerilerde bulunurlar fakat biz onları duymayız, kulaklarımıza çok derin bir su kaçmış ve duymaz olmuşuzdur. Aşık iken yapılan 1 iyiliği 10 ile çarpar, 1 hatayı 100’ e böleriz; halbuki bu hesap Aşk için doğru bir matematik değildir. Bu yanlış hesap yüzünden, Aşık iken karar almamamızı söyler Aşk hakkında ki tüm yazılar.
Aşk’ ın en zor kısmı tabiiki hiç bitmesin isterken bir An’da bitişidir. Sezen’ in dediği gibi ‘ arkadaki kazıyı temizlemeye çalışırız uzunca bir süre’ Duyduğun bir parçada, gittiğin yerlerde, sohbetlerde, renkli balonlarda, bulutlardaki şekillerde, güzel bir sofrada, bir demet çiçekte, gecenin sabaha kavuşumunda okunan ezan sesinde, yürürken elinin boşta kalmasında kalan kazıyı temizlemeye çalışırsın. Kazı sırasında kendimiz ile kalınca bazen özlediğimiz şeyin onca anı biriktirdiğimiz kişi değil de, yaşadığımız o derinlik ve hakikat duygusunun olduğunu keşfeder ve Aşk’ a saygı duyarız.
Orhan Pamuk ‘Aşk öyle bir duygu ki derinliğe ve hakikate iner yaşarsın ama duygular hakiki ve derin olunca acılar başlar çünkü hayat sizin hayalleriniz ile uymaz’ der. Evet Aşk o kadar derin ve hakiki bir şekilde yaşanır ki, yıllar geçip ayrı düşmüş olsan dahi bir An gözünü kapattığında yanındaymışçasına sarılır, dokunur ve sıcacık hissedersin. Ne kadar güzeldir aslında yanında olmasa dahi yanındaymış gibi hissedebilmek. Aşk’ı derin ve hakiki yaşadığımızda gözlerimizden bir damla yaş süzülürken kahrolsun demek yerine bu duyguları yaşadığımız An’ lara minnettar oluruz.
Kimilerine göre 3 yıl kimilerine göre 5 yıldır Aşk’ın süresi, kimilerine göre de sonsuza değin sürer. Aşk’ ın bir durulma dönemi ve farklı bir sonu olacağı kesindir, çünkü yaşamda adına alışkanlık dediğimiz öğreti vardır. Maalesef bir zaman dilimi sonunda hepimiz ona yenik düşeriz ve Aşk’ ımız alışkanlık olur. Yoğun duyguları kaybettiğimizde adına gerçekler dediğimiz (Zan’ nettiğimiz) bize ait olmayan çok eski zamanlardan kalan korkular, kaygılar, düşünceler yığını ile birlikte Aşk’ mız bir An’da görünmez olup aslında var olduğu o derinliğinde kayboluverir. Yani Aşk derinlik, hakikat, hayaller ve gerçekler arasında gel- gitlere yenilir ve görünmez oluverir.
Bir eşikten geçmiş ve bir farkındalığa erişmiş şanslı kişiler için Aşk’ ın sonu sonsuzluktur, çünkü onun adı Sevgi olmuştur artık, Aşk boyut değiştirmiştir ve sonsuzluğa doğru evirilmiştir. Hani romanlarda okuduğumuz, filmlerde izlediğimiz gözlerimizi dolduran o senaryolar gibi sahneler yaşar bu insanlar. Ve bir sürü An’ları, anıları olur anlatabilecekleri; derin ve hakiki…
Canlı cansız Var Olan, bize derinlik ve hakikat yaşatan her şeye Aşık olabiliriz ve tüm bunların yanında sevinci, hüznü, acıyı, huzuru, mutluluğu, coşkuyu samimi ve tüm benliğimiz ile hissettiğimiz her duyguyu dibine kadar yaşayabileceğimiz, konuşabileceğimiz, dans edebileceğimiz ve kutlama yapabileceğimiz bir Eş’ e ihtiyacımız var. Bu yüzden Aşk hiçbir zaman sona ermeyen bir duygu durumu olarak hayatımızda anlam bulmaya devam edecek ve etmeli aynı Yaşam gibi…
Yani Aşk her yerde…

15 Temmuz 2020 Ege’de